Burc Karakas · 27 Mart 2018
Üniversite, bir öğrencinin hayata atılmak adına yaklaştığı en büyük gerçek hayat simülasyonudur. Simülasyon diyorum çünkü öğrenciler o dönemden itibaren gerçek hayata atıldığının farkına pek varamaz, çünkü tatil zamanı geldiğinde yine ailesinin yanına gitmeyi planlar. Oysa üniversite hayatı özellikle de uzak şehirlerde okuyan öğrenciler için artık aile evinden dışarı çıkıp bir daha asla eskisi gibi bir dönüşün gerçekleşmeyeceğinin resmi karşılığıdır.
Durumun dramatize edildiğini düşünüyorsanız birazdan anlatacaklarımızla hemen gözünüzde beliren o tomurcuk yerini "ne günlerdi" şeklinde gülümsemelere bırakacaktır.
Ve karşınızda aileden bağımsız üniversite okuyanların anlayabileceği 7 şey;
1. Ziraat bankasının buğday logosunda TC ve ZB yazdığını anlarsınız
Bu belki de birçok kişiye anlamsız gelir ama bir öğrenci için her ayın 7'si ile 10'u arasında öğrenim kredilerinin yatmasını beklemenin ne anlama geldiğini asla bilemezsiniz. Paranın yattığı gün itibariyle kendinizi oldukça güçlü hissedersiniz, hatta bu yüzden gaza gelip hızlı yaşar ve bu mutluluğun "üç günlük krallık" algısına kapılabilirsiniz. Ve bu algıldan kurtulduktan sonra artık elinizde bulunan paranın kıymetini daha iyi bilirsiniz.
2. Tuvalet kağıdınızı kendiniz alırsınız
Ev hayatının belki de en güzel yanı, siz eve gittiğinizde pişmiş yemeğin olması ve her açıdan kullanacağınız araç ve gereçlerin evde bulunuyor olmasıdır ki bekar evinde yaşıyorsanız bu size çok acı bir gerçek olarak dönüş sağlar ve bir daha asla tuvalete girerken önlem almadan girmezsiniz.
3. 25 lira ile bir haftalık ihtiyaçlarınızı karşılarsınız
Bakın bu acı ama gerçek bir tablodur ve aynı zamanda azmin zaferidir. Biraz önce bahsemtiş olduğumuz "üç günlük krallık" algısının kurbanı olan genç bir süre sonra hafta boyunca aç kalmamak adına en ucuz ürünlerin satıldığı marketlerde en güvenilir olan ürünleri seçerek bir haftalık ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlar ve bunu başarır da. Bir hafta boyunca makarna ve yumurta yemekten renk değiştirebilirsiniz ama yine de tadı başkadır.
4. Et yemeden de yaşayabilirsiniz
Et, bu büyük anlamda bir lüks olarak algılanabilir lütfen kurduğunuz cümlelere dikkat ediniz arkadaşlar. Öğrenci adam kanatlanıp uçacakmışçasına tavuk yer, kırmızı et uzaklarda bir hayaldir. Tavuk da bu arada yer yer lüks olarak adlandırılabilir. Genelinde makarna ve yumurta unutma sen öğrencisin!
5. İki saatlik uyku ile de yaşayabilirsiniz
Ah o sonra çalışırım ne olacak dediğimiz geceler var ya o geceler, sınav kapıya dayandığında çaresizce kendimizi odaya kapatışlarımız ve sonrasında gelen bol sıfırlı notlar. Emin olun onun bile tadı bir başkadır :D
6. Yüzümüzde bulunan gülme kaslarınızı yitirirsiniz
Bakın bu ortak bir yargı olarak adlandırılsa da ben buna pek fazla katılmıyorum. Çünkü bir süre sonra sinir bozukluğu yaşayacağınızdan istemsiz olarak gülüşleriniz başlıyor ve sürekli olarak sakinleştirici iğne vurulmuş gibi sokaklarda tek hücreli canlı misali dolaşabiliyorsunuz.
7. Kampüste çimlik alanda oturup bira içmek istersiniz
Bu kesinlikle olmazsa olmazdır. Alkol tüketmeseniz bile yine de tüketen arkadaşlarınızla birlikte gider belki de o an için yeryüzünün en havalı hareketini yaptığınızı sanarsınız ama güvenlik gelince bu havalı olma durumu yerini adrenalin dolu kaçışa bırakır.
Evet genç arkadaşlar. Biz mezunlar olarak bunlar birçoğumuzun yaşadığı durumlar. Emin olun sizler de öğrenci olduğunuzda bunları yaşayacaksınız. Ve emin olun ileride geri dönüp baktığınızda çok eğleneceksiniz.
Hayalinizdeki üniversiteyi bulalım