Burc Karakas · 18 Ekim 2019
Alan Turing dendiği zaman elbette özellikle yolu bilimle kesişmiş kitleler tarafından kısa ömrüne sığdırmış olduğu büyük başarılar akıllarda canlanır. Alan Turing'in yarattığı "turing machine" birçoğuna göre modern bilgisayarın ilk karşılığı olarak da kabul edilir. Diğer yandan yolunuz bilimle kesişmemiş ve sinema ile kesişmişse de Benedict Cumberbatch'in enfes oyunculuğuna tanık olduğumuz "The imitation game" de de Turing'in hayatından bir parça haberdar olmuş olduk.
Turing'in çocukluğu ve gençliği
Turing, çocuk yaşta gerçekleştirdiği türev integral çalışmalarıyla dikkat çekmiş bir matematikçidir. Hoş onun bu çalışmalarına tanık olan kim varsa da şaşkınlıklarını gizleyemeyip kendisini üstün zekalı ilan etmişlerdir.
Henüz 16 yaşının başlarında efsane bilim insanı Albert Einstein’ın yasalarını anlayabiliyor ve hatta eleştiri notları tutar hale gelir. Hatta notlarını çevresiyle paylaşıp onları da konuya dahil etmeye çalışır fakat bu seviyede sohbet gerçekleştirebilecek kimse çevresinde yoktur. Çünkü onun söylemleri 16 yaşında bir gençten ziyade üst seviye bir fizikçi ile anlaşılabilirdi.
Özellikle matematik alanındaki bilgisi ve yeteneği sayesinde, Cambridge King’s College'a girdi. Ve daha ilk senesinde, 'merkezi limit teoremi' konusunda yaptığı çalışmayla ödül kazandı (akademik üyelik ve onur ödülü) ve namı kısa sürede tüm okula yayıldı.
Yılların ilerlemesiyle birlikte eğitim kariyerine almış olduğu teklif neticesinde Princeton Üniversitesi'ni tercih eder ve burada çalışmaya başlamıştır. Bu süre zarfında doktora çalışmalarını da sürdüren Turing, felsefe alanında doktora diplomasını almış ve doktora bittikten sonra da, Cambridge şehrine dönmüştür. Burada ise alanını bütünüyle değiştirerek şifre bilimi (Kriptoloji) üzerine yoğunlaşmıştır.
Zamanla devletin şifre çözme biriminin 'beyni' haline gelen Turing'i, İngiliz İstihbaratı da yakından takip ediyordu. Ve takvimler 1954 yılını gösterdiğinde; bir gün, hizmetçisi tarafından, yatağının yanında siyanür şişesi ve ısırılmış bir elma ile ölü olarak bulundu. Dönemin medyası, kamuoyuna, Alan Turing’in intihar ettiğini bildirdi. Ancak bu oldukça garip bir ölüm biçimiydi! Zaten bu haberler pek de inandırıcı bulunmadı. Acaba bu, intihar süsü verilmiş bir 'cinayet' olabilir miydi? Maalesef, bu konuda kesin bir şey söyleyemiyoruz. Ama bir düşünün, devletin en önemli bilgilerine sahipsiniz ve siz onları şifreliyorsunuz! Karar sizin...
Apple’ın logosu, yani şu meşhur ısırılmış elma'nın, Alan Turing’in ölmeden önce ısırdığı (!) elmadan ilham alınarak yapıldığı öne sürülmektedir. Bu öne sürülen şeyin ardından üst düzey yöneticilerin de çeşitli dönemlerde dile getirmesi bu logonun kesinlikle Turing ile bir bağa sahip olduğunu gösterir.
Bu ispat şekli, içinden çıkılamayan ve kanıtlanması müthiş zor olan matematiksel hesapları çözen bir hesap makinesi formatında olan bir aletti. Ve aslında bu, yapay oyunlar kuramının ve yapay zeka olgusunun da bir temsilcisiydi. Nitekim 1950'de kaleme aldığı 'hesaplama mekanizması ve zeka' isimli makalesinde de, bu makinenin işleyişiyle alakalı daha ayrıntılı ve çarpıcı diyebileceğimiz açıklamalarda bulunmuştur.
Alan Turing, yaşadığı dönemde kıymeti pek bilinmeyen ve gerçekleştirdiği çalışmalar bir türlü idrak edilemeyen bir dahi, aynı zamanda da çok çalışkan bir bilim insanıydı. Üstelik Turing, artık yalnızca matematik değil, bilgisayar biliminin de en önemli temsilcilerinden biri olarak sayılmaktadır.
Hayalinizdeki üniversiteyi bulalım