Gokte Bulut · 01 Mayıs 2020
Yükseköğretimin, COVID-19 salgını nedeniyle göründüğünden daha yoğun bir dizi zorlukla karşı karşıya kaldığını hepimiz biliyoruz. Bu zorluklar, muhtemelen daha yıllarca devam edecek gibi duruyor. Ancak 2020 sonbaharını, yüksek öğrenimle ilişkilendirdiğimiz de kurumların, birçok oturmuş klişeyi değiştireceğini tahmin etmek hiç de zor değil.
Hiçbirimiz önümüzdeki sonbaharda ne olacağını tam olarak kestiremiyoruz. Fakat üniversiteler ve diğer eğitim kurumları çözüm için seçenekler düşünüyor. Bu seçenekler, bir yandan her şeyin normale dönmesi üzerine oluşturulurken; diğer yandan tamamen uzaktan öğrenmenin devam etmesi yönünde belirleniyor.
İşte Okulların Önümüzdeki Güz Dönemi İçin Dikkate Alacağı Birbirinden Farklı 10 Senaryo
1. Normale geri dön
Bu senaryoda, güz dönemi diğer herhangi bir güz dönemine benzer. Yatılı öğrenciler yurtlarına geri döner; gidip gelen öğrenciler her zamanki gibi kampüsteki derslerine katılırlar. Tüm müfredat faaliyetleri her zamanki gibi başlar. Hayat normale döner.
2. Geç Başlangıç
Gerçekleşmesi yüksek bir olasılık. Üniversitelerin ve diğer kurumların yaz döneminden sonra, belki Ekim ayında, hatta Kasım başında, sosyal mesafe kısıtlamaları çerçevesinde kampüste, derslerde öğrencilerin bir araya gelebilme ihtimali... Okullar, net bir dönüm noktası olana kadar dönemin başlangıcını erteleyebilirler.
3. Bahar Güz
Bu senaryoda, güz dönemi Ocak 2021'e kadar ertelenir. Okullar bahar dönemini yaza kaydırır. Yani takvimler resmen itilerek ilerler. Ancak bu çok ciddi bir adımdır, fakat şu sıralar yurt dışındaki bazı kolejler bu planı aktifleştirme yolunda çalışmalar yürütmektedir.
4. Sadece Lisansüstü Öğrenciler
Bu yaklaşım kampüse dönüş için seçkin öğrenci popülasyonlarını belirler. Bu modelde, daha az sayıda yüksek lisans öğrencisi çalışmalara devam etmek ve araştırma sürekliliğine yardımcı olmak için kampüse geri dönebilir.
5. Hedeflenen Müfredat
Kampüs yoğunluğunu sınırlamak ve destek kaynaklarına öncelik vermek için sunulan ders sayısını azaltmaktır. Okullar, bunu yapmak için temel dersler odaklanarak, çok fazla seçilmeyen derslerin kayıtlarını ortadan kaldırır. Talibi çok olmayan dersler ise online olarak öğretilir.
6. Bölünmüş Müfredat
Bölünmüş bir müfredat senaryosunda, kurslar ya da dersler çevrimiçi olarak tasarlanır. Kampüse geri dönebilen öğrenciler (sosyal mesafeli kuralının uygulanabileceği sayıya kadar) her iki formatta da derslere kaydolmayı seçebilir. Yerleşik öğrenciler için belirli bir kayıt oranının çevrimiçi kurslarda yer alması, kampüse geri dönebilecek öğrenci sayısını artırabilir.
7. Bir Blok Planı
Öğrenciler üç ya da dört boyunca her seferinde bir ders alır ve tüm dönem boyunca arka arkaya çalışırlar.
8. Bir HyFlex modeli
HyFlex modeli belki de en esnek ve en çekici olanıdır. Aynı zamanda fakülte için daha zor yaklaşımlardan biridir. Bu modelde, dersler aynı öğretim üyesi tarafından hem yüz yüze hem de çevrimiçi olarak verilir. Kampüse dönmek veya evde kalmak tamamen öğrencilerin inisiyatifine bırakılır. Yüz yüze eğitim seçenek olduğu zaman; okullara ve sınıflara sosyal mesafenin daha fazla kontrol edilmesini sağlayan, belirli güvenli alanlar tahsis edilebilir.
9. Değiştirilmiş Eğitim Modeli
Öğrencilere ve üniversiteye büyük esneklik kazandıran bir diğer yaklaşım, değiştirilmiş bir öğretici modeldir. Bu modelde, öğrenciler ortak bir çevrimiçi ders oturumuna katılırlar. Fakülte, daha sonra sosyal mesafe kuralına uyulması şartıyla, küçük öğrenci gruplarıyla buluşacaklardır. HyFlex modelinin aksine, değiştirilmiş bir öğretici model, teknolojiyi yönetmek için ek sınıf içi destek gerektirmez. Dezavantajı, öğretim üyesinin yaşayacağı zorluklar olarak görülebilir.
10. Tamamen Uzaktan
Belki de sonbahar için en belirgin seçenek, bu bahar ayında mecbur kaldığımız modüle, önümüzdeki dönemlerde de devam etmektir. Öğrenciler nerede olurlarsa olsunlar sanal bir ortamda eğitim alabilirler. Müfredat faaliyetlerinde çeşitli zorluklar oluşabilir. Öğrenci grupları ve birçok etkinlik çevrimiçi ortamda gerçekleştirilebilir.
Hayalinizdeki üniversiteyi bulalım