Gokte Bulut · 16 Nisan 2020
Covid-19'un küresel etkisiyle, örgün eğitim sürecinde olan eğitimciler ve öğrenciler bu akademik yılın sonuna kadar sıkışıp kalmış durumdalar. Nasıl ilerlemeliler? Neler yapılmalı?
Tabii şu durumda online eğitimin süksesi epey bir artmış durumda. En belirgin nedenlerin biri de, örgün eğitim daha genç gruplara hitap ederken, keşfedilen online eğitim artık her yaş grubuna seslenebiliyor.
Görüyoruz ki artık online eğitimi tercih edenlerin sayıları her geçen gün katlanarak artmaya devam etmekte. Özellikle hali hazırda mesleği olan kişiler veyahut sporcular, belki donanımlarını artırmak belki de sektörel değişime gitmek için birbirinden farklı çevrim içi derslere kayıt yaptırmakta.
Mecburi nedenlerle ivme kazanan online eğitim, corona pandemisinin bitişiyle hala aynı yükselişte olmaya devam eder mi?
Yapılan araştırmalara göre; zaten kıtlık, daha az sosyal sermaye ve daha az yapı ile yaşayan öğrenciler için çevrim içi eğitim almak örgün eğitime göre nispeten daha karlı. Öğrencilerin, ekstra eğitim almak için, büyük çabalar sarf etmeden çevrim içi sistemlerden derslere kayıt yaptırmaları amaçlanıyor.
Şu sıralar, kurumlar bu olasılık için bir yandan planlamalar yaparken; diğer yandan yüksek kaliteli, öğrenci merkezli çevrimiçi programları geliştirmeye başladılar. Bu girişim, kurumlar için her ne kadar karmaşık ve zorlu bir süreç olsa da; birkaç ay içinde çevrim içi eğitimin daha da fonksiyonel hale gelmesi ve her bireyin tercih edebileceği bir sisteme dönüştürülmesi beklenen durumlar arasında.
Daha da basite indirgenmiş, çevrimiçi programları olan birçok okul eğitim materyallerini ücretsiz olarak sunarak, bu yolda kişileri heveslendirici adımlar atmakta.
Yine yapılan araştırmalar neticesinde, birçok üniversitenin, daha hızlı bir şekilde online eğitime teşvik etme amacıyla, dış kaynaklı program yönetim şirketlerine başvurması bekleniyor. Aslında hedeflenen yaz sonuna kadar her şeyin normale dönmesi. Devamında da geleneksel eğitim modellerine devam ederken, her bir kurumun çevrim içi eğitime de bir yandan hala devam ediyor olacak olması.
COVID-19 salgını öğretme ve öğrenmenin geleceğini nasıl değiştirecek?
COVID-19 sonrası eğitimin geleceği, öğretme ve öğrenme alanında yeni seçenekler ve fırsatlar sunmakta. Post-pandemi ile eğitimin nasıl değişeceğine dair üç tahmin öne sürülmekte:
Karma Öğrenme Önemli Ölçüde Artacaktır
Profesörlerin ve öğrencilerin şu anda meşgul oldukları uzaktan öğretim ve öğrenme çabaları geleneksel eğitim şeklinden hayli uzak. Kaliteli çevrimiçi öğrenme programlarının, hem geliştirilmesi için zaman; hem de yürütülmesi gereken önemli yatırımlar gerektiren yüksek girdili işlemlerdir. Birçok kişi uzaktan öğrenmeye hızlı geçişin, örgün eğitimin itibarını zedeleyeceğinden endişe duymakta. Sanal eğitimin gelecekteki en büyük faydaları eğitimcilerin ve öğrencilerin fiziksel sınıflarına dönmelerinden sonra kesinliğe kavuşacağı ön görülmekte.
Çevrimiçi Eğitim Her Kurumda Stratejik Bir Öncelik Olacak
Çok az eğitim kurumu ve üniversite, COVID-19 öncesi çevrimiçi eğitim ile ilgili çalışmalar yürütmekteydi. Bununla birlikte çevrimiçi eğitimin, bir kurumun stratejik planlamasında yeteri kadar yer almamaktaydı. Tüm bunlar, bu pandeminden sonra değişecektir. Bunun yerine, çevrimiçi eğitim her kurumun, kurumsal dayanıklılık ve akademik devamlılık planının çekirdeği olarak kabul edilecektir.
Bireysel Okulların Çevrimiçi Eğitim ile Kendi Yollarına Gidebilecekleri Günler Olacak
Daha önce adem-i merkeziyetçi, dağıtılmış çevrimiçi kurs geliştirme ve öğrenci destek işlevleri, kurumsal planlama ile eğitim kurumları arası yönetişime bağlı olarak merkezileştirilecektir. Çevrimiçi öğrenmenin yönetimi mevcut akademik liderlik yapılarına ve süreçlerine entegre edilecektir.
Hayalinizdeki üniversiteyi bulalım