Burc Karakas · 31 Aralık 2020
Çoğu zaman kendimizi bir şeyleri başarmak için yetersiz hissettiğimiz zamanlar olur. Sonrasında ise ya pes etmeyi tercih ederiz yapabileceğimizi bilmeden, ya da daha fazla çalışırız. İşte tam olarak bu konu hakkında size bir başarı öyküsü anlatacağız.
Eşref görmez doğuştan görme engeli olan bir ressamdir. Cümleyi okuduğunuzda dahi imkansız gelebilir fakat, hayatı boyunca renkleri ya da objeleri görmemiş efsane ressam tüm dünyaya bunu kanıtlamıştır.
Eşref Armağan, 1953 yılında İstanbul'un Fatih İlçesi'nde doğmuştur. Yazı yazmayı ve kalem tutmayı kendi çabalarıyla öğrenen Armağan, çocukluğu boyunca babasının dükkanında soba borularını keserek kendisine yardım eder. Yaşı 6 olduğunda ise karakalem ile ilk denemelerini gerçekleştirir. 18 yaşına geldiğinde ise önce parmakları ile kağıt üzerine sonra da karton üzerine yağlı boya resimler yapmaya başlar.
Gözleri hiç görmeyen bir genç nasıl olur da renkleri ve cisimleri resmedebiliyor derseniz, Eşref Armağan babasıın yardımı biraz da ellerini göz gibi kullanabiliyor olması sayesinde harikalar yaratabiliyor.
Eşref Armağan'ın resim yaptığı esnada babası her zaman renkleri aynı sıra ile karşısına dizermiş, bu yüzden Eşref Armağan renkleri doğru bir şekilde sınıflandırabiliyor. Öte yandan nesnelere, hayvanlara ya da maketlere dokunarak onları resmetmeyi benimser ve bu onu efsaneye dönüştürür. Hatta Eşref Armağan'ın bu başarısı "The Colors of Darkness" (karanlığın renkleri) adlı ödüllü bir belgesele de konu olmuştur.
Sadece bu belgeselle kalmamış,"Real Super Humans" yani gerçek süper insanlar anlamına gelen bir başka belgesele daha konu olmuştur.
Hiç görmediği nesneleri dokunduktan sonra resmedebilme yeteneği nedeniyle Harvard Üniversitesi nöroloji bilim dalından profesörler kendisinin beyin fonksiyonlarını incelemiş, bunun sonucunda Eşref Armağan'ın bir nesneye dokunduğunda beynindeki görülen cisimlerin algılanması ile ilgili bölümün harekete geçtiğine şahit olmuşlardır.
Hakkında ünlü İngiliz bilim dergisi 'New Scientist'te makale yayınlanan Eşref Armağan, yaşamını Ankara'da kendisi gibi görme engelli eşiyle beraber sürdürmektedir. Menajerliğini yapmakta olan ve otuz sene evvel Türkiye'de evlenmiş Amerikalı bir hanım olan Joan Eröncel, ile 1994 senesinde tanışır.
Dünyanın çeşitli yerlerinde sergilerde eserleri sanat severlerle buluşturulmuş olan Armağan'ın bir ilginç anısı ise Floransa'da yaşanmıştır. Felipo Brunoleci imzası taşıyan Floransa Meydanı'nda yer alan vaftizhanenin maketi sanatçıya verilir ve kalabalığın ortasında Eşref Armağan bu vaftizhaneyi resmeder. O sanatını icra ederken büyük bir sessizlik söz konusu olur ve sanatçı bir an için resmi hatalı çizdiğini düşünür ki o anda 600 kişilik kendisini izleyen bir kalabalığın alkışları duyulur ve sanatçı unutulmaz bir işe daha imza atmış olur.
Bu sadece bir başarı hikayesi değil, aynı zamanda imkansız olarak adlandırılan bahanelerin aslında yaşadığımız sürece ortadan kaldırılabileceğinin de resmi kanıtıdır.
Hayalinizdeki üniversiteyi bulalım