Elif Ak · 11 Mayıs 2018
Duygusal zeka sosyal bilimlerin, psikolojinin ve diğer birçok alanın üzerinde çalıştığı ve çeşitli araştırmalar yaptığı bir konudur. Duygular üzerine yapılan araştırmalarda, duyguların kişinin kendisi ve çevresi hakkında bilgi taşıdıklarını, duyguların anlaşılabilir, ifade edilebilir olduklarını, düşünme ve karar verme süreçlerine yardımcı olduklarını, bilgi taşıdıkları, bireyin bilişsel boyutunda görev aldıklarını ve karar verme süreçlerini etkilediklerini göstermektedir. Duygusal zekanın birçok kişi tarafından yapılan tanımları vardır. Genel olarak kişinin duygularını ifade edebilme, kendini tanıma ve bilincinde olarak duygu düşünce ve davranışlarına yön verebilme, sorunlar karşısında çözüm üretebilme olarak tanımlayabiliriz.
Duygusal zeka deyince aklımıza gelen ilk kişilerden biri Daniel Goleman’dır. Goleman kitaplarında duygusal zekânın önemine vurgu yapmakta ve duygusal zekâ yoksunluğunda kişinin toplumsal ilişkilerinde mesleki yaşantısında aile yaşantısında olumsuz durumlar ortaya çıkarabileceğine işaret etmektedir. Kişinin yaşamında mutlu kendini gerçekleştirmiş ve başarılı bir birey olmasında duygusal zekanın rolü büyüktür.
Duygusal zekada duyguları anlayabilme ifade edebilme ve değerlendirme çok önemlidir. Öyle ki kişi çevresini algılarken tam ve doğru yorumlayabilirse duygusal etkileşim de daha sağlıklı olur. Ayrıca duygularını tanıma ve ifade edebilme yeteneğine sahip bireylerin empati kurabilme yeteneği daha fazladır ve kişi bu sayede karşılaştığı sorunları daha iyi tanımlayabilir, ifade edebilir bu sayede öznel iyi oluşu yüksek, hayatta başarılı birey haline gelebilir.
Duygusal zekanın pek çok alt boyutu vardır. Bunlardan biri aslında bizim akademik hayatımızda önemli rol oynayan motivasyon boyutudur. Motivasyonu yüksek, çalışmaya istekli, eksiklerinin farkında olan, sorunlarını tanımlayabilen ve bu sayede baş edebilen bireylerin duygusal zekâlarının yüksek olduğunu söyleyebiliriz.
Başarılı olmak isteriz. Araştırmalar gösteriyor ki bizim başarımızın artık sadece akademik başarıya dayanmadığı yönünde. Yapılan araştırmalarda çıkan sonuçlara göre;
Başarı ve Mutluluk = Akademik Başarı(IQ) + Duygusal Zekâ(EQ)
%20 + %80
Buradan çıkaracağımız sonuçlardan biri de şudur ki okul döneminde başarılı olamayan fakat mesleki hayatında yeni fikirler yaratmış, mutlu, kendini gerçekleştirmiş bireylerin duygusal zekâları daha yüksektir.
Gelelim duygusal zekamızı geliştirebilir miyiz konusuna. IQ gibi olmadığını her yaşta geliştirilebilir olduğunu söyleyebiliriz. Öncelikle kendimizi tanıyarak, duygu, düşünce ve davranışlarımızı anlayarak onları kontrol etmeli ve olumsuz duygu durum ve tutumlardan arınmalıyız.
Hayalinizdeki üniversiteyi bulalım