Burc Karakas · 20 Mart 2019
Müzik, hiç kuşkusuz ruhun en önemli besin kaynağıdır. Bazen dinlemenin dışında müzikal açıdan bir şeyler üretmek de isteriz. Bu üretim aşamasında hangi enstrümanı çalmak istediğimize karar vermek adına harekete geçeriz ama sonunda bir şüpheye düşeriz ve bu noktada “acaba çalabilir miyim?” deriz ve ardından da müzikal açıdan yeterince yeteceğe sahip miyim diye düşünürüz ve halk dilinde karşılaştığımız “müzik kulağı” terimi ile karşı karşıya geliriz.
Nedir bu müzik kulağı diye merak edenler için ; müzik kulağı duyulan ses titreşimlerinin hassasiyetinin ayırt edilebilmesi anlamına gelir. Yani sesleri kolayca ayırt edebilen bir insanın enstrüman çalması ve şarkı söyleyebilmesi de diğerlerine nazaran daha kolay olur. Bu ayırt edilen sesler ise 20-20.000hz (hertz) ses aralığındadır. Bu aralığın üzerinde bulunan sesleri insanın duyması imkansızdır hatta bu sesleri sadece gözleri görmemesine rağmen duyularıyla kusursuz hareket eden yarasalar duyabilir.
Duyma konusunda seslerin sınıflandırılması gerekirse bunu üçe ayırabiliriz. Bas, tiz ve orta ses olarak adlandırılan ses sınıflandırmalarında bas ses, en kalın ses grubudur. Tiz ise onun aksine en ince seslerin dahil olduğu gruptur. Orta ses ise iki sesin arasında kalan ses aralığıdır.
Eğer bu konularda terimlerden ziyade kendinizi sınamak istiyorsanız, Gök gürlemesi bas sese, siren sesi tiz sese örnek verilebilir. Bu sesleri enstrümanlarla ayırt etmemiz gerekirse de çello bas seslerin çalgısıdır, kemanda en tiz seslere ulaşabiliriz ve gitar da orta seslerin duyulabileceği enstrümanların başında gelir.
Ses titreşimlerini duyma hassasiyeti olarak adlandırdığımız müzik kulağının bir başka yönü de ritimleri yakalamayla alakalıdır. Müzikte akan ritmi hızlı ya da yavaş yakalayabilmek hem şarkı söyleyebilmek adına, hem de dans edebilmek adına önemlidir. Bu konu müzik kulağı ile bağlantılı olmuş olsa da ritim duygusu olarak da adlandırılabilir.
Son olarak oldukça fazla söylenen bir şey var ki ritim duygusu veya müzik kulağı doğuştan gelen bir yetenekmiş gibi söylenir ki, evet birçok insan doğuştan bu yetenek ile hayata merhaba der ama bu dürtüye sahip olmayan insanların edinemeyeceği anlamına gelmez. Unutmayın ki çok çalışarak edinilemeyecek hiçbir şey yoktur.Bu yüzden bu konuda profesyönel eğitimler alabilir belki de akademik eğitimlerinizi de müzik alanında tamamlayıp yolunuza devam edebilirsiniz.
Hayalinizdeki üniversiteyi bulalım