Burc Karakas · 18 Kasım 2021
Ergoterapi (occupational therapy) kelimesi yunanca “iş” anlamına gelen bir kelime olmasından kaynaklı “iş ve uğraşı terapisi” olarak da bilinir. Kelime anlamından da anlaşılacağı üzere ergoterapi, uğraşı yolu ile hastaların sağlık ve iyilik hallerini korumayı, ilerleme sağlamağı hedefleyen hasta/danışan merkezli bir sağlık mesleğidir. Bu mesleği yapan kişilere ergoterapist unvanı verilir. Ergoterapistler iyilik halini korumayı ve sürdürmeyi sağlarken temel aldığı uğraşların anlamlı ve amaçlı olmasına dikkat eder. Bu konuyu biraz daha açıp ergoterapi nedir, ergoterapist ne iş yapar sorularını odak alarak ilerleyelim.
Ergoterapi bu anlamlı ve amaçlı aktiviteleri tam anlamıyla yapamayan, yaptığından memnun olmayan kişilerin; iyilik hallerini sürdürmede ve fiziki/ruhsal sorunları ile baş etmekte zorluk yaşadığını savunur. Beyin temelli ve bilimsel eğitim alan ergoterapistler her anlamlı hareketin beyinde nöralplastisite gelişimine neden olduğunu ve böylece hastanın ne sorunu var ise onu daha iyi revize edebildiklerini görürler. Çok iyi bir değerlendirme skalaları olan ergoterapistlergerek çalıştıkları kurumda gerekse kişinin evinde değerlendirme yapabilir. Hem bu sayede kişilerin hayatlarına direk müdahalelerde bulunabilir.
İnsanların sorunları kaynaklı toplumdan uzaklaşabileceğini ne yazık ki görüyoruz. Bu uzaklaşma ise sorunu daha da tetikliyor. İnsanlarla ve topluluklarla birlikte çalışan ergoterapi mesleği kişilerin bu uzaklaşmalarını düzenlerken aynı zamanda toplumdaki önyargıyı da yıkmış oluyor. Ergoterapi bilimine biraz giriş yapıp ergoterapistler ne iş yapar ve ergoterapi nedirsorularını kafanızda biraz şekillendirdikten sonra yazının devamında da aklınıza takılan ergoterapi iş imkanları, ergoterapistler nerede çalışır, ergoterapi bölümünün çalışma alanları nedir, ergoterapistlerin maaşı ne kadardır gibi sıkça sorulan soruları da ele alacağım.
Ergoterapinin geçmişi milattan sonra 4. Yüzyıla kadar uzanmaktadır. Bu uzantının dayanağı olarak yunan mitolojisinde tıp ve sağlık tanrısı alanında engellilerin rehabilitasyon çalışmalarından bahsedilmesi olarak gösterilebilir. İlk olarak bir akım şeklinde 1700’lü yıllarda aydınlanma çağı ile gün yüzüne çıkarılan ergoterapi ABD’de başlamış olsa da sonrasında Avrupa’ya ve nihayet Türkiye’ye ulaşan bir sağlık mesleğidir.
O döneme kadar toplumların ruhsal hastalıklara bakış açıları insanları bir alana kapatmak veya öldürmek gibi akıl dışı hareketler içermekteydi. Bu tarz tutumlardan rahatsız olan Philipe Pinel ve İngiliz din adamı William Tuke 1793 yılında “moral tedavisi ve uğraşı” olarak adlandırılan bir yaklaşımı ortaya attılar. Bu yaklaşım ergoterapitemellerinin filizlenmesine yol açmıştı. Ve William Tuke daha sonra bu görüşünü 'Zamanın, enerjinin, ilginin ve dikkatin yönetimi engelli bireyin rehabilitasyonunun temelidir ' şeklinde güncelledi. Bu görüş günümüzde hala temel olarak kabul edilir. Din ve amaçlı aktivitelerin insanları iyileştireceğini savunan Tuke, İngiltere’de rehabilitasyon merkezi kurdu. Burada hastaları anlamlı ve amaçlı aktiviteleriçerisine girdirerek adaptasyonlarını sağladı.
Bu gelişme ile ergoterapi mesleği 1840-1860 yılları arasında ABD’deki hastanelerde altın çağını yaşamaktaydı. Fakat sonrasında sanat ve el uğraşı konusunda zirve yaşayan ergoterapi19. Yüzyılda ABD’de savaş ile önemini yitirdi.
Ergoterapi ne yazık ki 1900’lerin başında Susan Tracy adındaki bir hemşirenin uğraşı tedavilerini hastalarında kullanmaya başlamasına kadar en dip dönemini yaşadı. Susan Tracy hastalarında bu uğraşı tedavilerini uygulayıp başarı elde etmeye başlayınca 'uğraşı hemşireliği’ (occupational nurse) tanımı dünyada kullanılmaya başlandı.
Sonrasında ergoterapialanını temel alan rehabilitasyon merkezleri, dernekler kurulmaya başlandı. Bazıları kuruluşundan sonra pek faaliyet gösteremeyip kapandı. American Occupational Therapy Association (AOTA)’gibi günümüzde hala ergoterapi bölümünün bilimsel çalışmalarını içeren dernekler de bu dönemde kuruldu.
Kurulan rehabilitasyonmerkezlerinde her ne kadar ergoterapist açığı olsa da harika çalışmalar yapıldı. 1960’larda ergoterapiiçin ‘modern tıbbin mucizeleri’ denilmeye başladı. Sonrasından yine bir düşüş ve çıkış yaşayan ergoterapi mesleğinde hala ergoterapistaçığı bulunmaktaydı. Bu açığı kapatmak için 'The Certified Occupational Therapy Assistant (COTA)'adı ile 1956’da ergoterapist yetiştiren bölüm açıldı. İlk başlarda ruhsal problemli kişiler için ihtiyaç duyulan bir alan olsa da 1960’lardan itibaren ağırlıklı olarak pediatri ve gelişimsel engelli hastalar alanında çalışma gösterilmiştir
1965 yılında ABD’nin ergoterapi bölümünü sağlık sigortası kapsamına almasıdır. Bu şekilde ergoterapi resmi olarak tanınmış oldu. Bu tanınma ile 1975 yılında ergoterapi, rehabilitasyon hizmetleri kapsamında bir bölüm olarak okutulmaya başlandı. Atılan ilk resmi adımlar birçok gelişmenin de önünü açmış oldu. Bu resmi adımda ergoterapi bölümünün amacı da “kişiyi oluşabilecek hasarlardan korurken kişinin kalitesini ve bağımsızlığını da sağlamak” şeklinde güncellendi.
Türkiye’de ergoterapi her ne kadar yeni bir bölümmüş gibi algılansa Türkiye tarihinde de ergoterapi belirtileri Selçuklu Hükümdarı Dudak’a kadar dayanır. Dudak 1154 yıllarındaki hükümdarlığı döneminde yaptırdığı Nureddin Hastanesinde ve Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 1228 yılında hastaların kullanımına sunulan Turan Melik Darüşşifası’nda hastalara müzik ile tedaviler uygulanmıştır.
Bu yapıların yanı sıra ilk kaynak sayılabilecek resmiyetteki ergoterapitemeli İlhanlı Hükümdarlığında 1308 yıllarında Olcayto Mehmed Hükümdarı kızı için inşa ettirdiği Amasya Darüşşifası’nda akıl hastaları için su sesi ve müzik eşliğinde yaptırdığı tedaviler bilinmektedir. Bu yapılan tedavilerin dünyada ilk su sesi ve müzik terapileri tedavisi olduğunu da unutmamak gerek.
Biraz daha günümüze yaklaşırsak, Mustafa Kemal emri ile açılan Heybeliada Sanatoryumu’nda tüberküloz (verem) hastalar burada anlamlı ve amaçlı aktivitelere yöneltilmiştir. Bu aktiviteler genellikle meslekleri ile alakalı olabiliyordu, örneğin marangoz birine ahşap sanatı gibi. Veya farklı hobiler öğretmek amacı ile fotoğraf çekimi yaptırılıyordu. Bu zanaat ve sanat çalışmaları hastalarda motivasyonu arttırdığı için hastalığın psikolojik olumsuz semptomlarını azalttığı fark edilmiştir. Anlamlı ve amaçlı aktivitelerin aslında ilaç kadar etkili olduğu bu örnekte bile anlıyoruz.
2005 yılında ilk ergoterapi derneği kurulsa da faaliyet gösteremeden kapatılmıştır. Ardından 2009’da Ergoterapi Derneğikurulmuştur ve günümüzde de hala faaliyetine devam etmektedir.
Ergoterapi bölümü ilk 1986 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’nde Rehabilitasyon Bölümü altında açılmıştır. Branşlaşma ile iş ve uğraşı terapisti olan 25 mezun ne yazık ki alan açılmadığı için fizyoterapist olarak çalışmıştır.
Hacettepe Üniversitesi’nde de 1983’te Fiziksel Tıp Ve Rehabilitasyon Anabilim Dalında ve Fizik Tedavi Rehabilitasyon Yüksekokulunda ergoterapibölümü açılmış ve faaliyete başlamıştır.
Türkiye’de ilk başlarda Sağlık Meslek Yüksekokulu bünyesinde iş ve uğraşı terapisti olarak açılan bölüm Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından 2547 sayılı Kanun'un 2880 sayılı Kanun'la değişiklik 7/d-2 maddesi uyarınca 2009 yılında Hacettepe Üniversitesi bünyesinde ergoterapi bölümü açılmıştır. Ayrıca anabilim dalı da yine ilk defa Hacettepe Üniversitesi’nde kurulmuştur. Bu sayede resmi olarak tanınan bölümün sağlam temelleri Hacettepe Üniversitesi’nde atılmıştır. Hacettepe Üniversitesinin haricinde İstanbul’da Sağlık Bilimleri Fakültesi başlığı altında 4 yıllıkergoterapi bölümü Üsküdar Üniversitesi bünyesinde açılmıştır.
Bir mesleğin görev tanımının yapılması o mesleğin sınırlarını belirler. Böylece diğer meslek mensupları o mesleği yapamaz. Günümüzde ergoterapi meslek yasası olmasına karşın hala böyle olaylar yaşanmaktadır. Bu yüzden 26 Nisan 2011 tarihli 27916 sayılı Resmî Gazete’ de yer alan Ergoterapist ve Ergoterapi Teknikerigörev tanımı yapıldıktan sonra iki mesleğin de sınırları belirtilmiş oldu.
İş ve uğraşı terapisti (Ergoterapist); Ergoterapi bölümü olan üniversitelerden lisans eğitimini tamamlamış herkese ergoterapistdenir. Sağlıklı olan kişilere gerekli ölçüm ve testleri uygulayan, kişinin iyilik halini geliştirmeyi sağlayan; hasta kişilerde ise uzman doktorun koyduğu teşhis doğrultusunda kişilerin günlük yaşam aktivitelerini onlara göre düzenleyen, sağlık durumlarının iyiye gitmesini sağlayan, kişinin özgür olmasını engelleyen her ne ise onu çözerek kişinin topluma katılmasını ergoterapi teknikleri ile uygulayan sağlık mesleğini yapan kişiler ergoterapistolarak adlandırılır.
Bu tanım ile alan kaymalarının önüne geçilebileceği için çok sınırlayıcıdır. Aynı şekilde iş ve uğraşı teknikerleri için de görev tanımı keskin yapılmıştır:
İş ve uğraşı teknikeri (Ergoterapi teknikeri); İki yıllık önlisans iş ve uğraşı teknikerliği bölümünden mezun olan kişiler iş ve uğraşı terapisi teknikeri unvanını alır. Uzman doktorun veya ergoterapistin eşliğinde ergoterapitekniklerini uygularlar.
Ayrıca ek bir konu olarak belirtmek isterim ki ergoterapistler duyu bütünleme terapistiolarak da bilinmektedir. Duyu bütünleme günümüzde birçok çocuğa iyi gelen bir terapi çeşididir. Ve ergoterapistlerbu tedaviyi ek bir eğitim almadan yapabilirken diğer mesleklerden sadece dil konuşma terapistleri ve fizyoterapistler belli noktalardan duyu bütünleme eğitimi alarak yapabilir.
Sorun ne olursa olsun her zaman hasta merkezli yaklaşım sergileyen ergoterapistler dolayısıyla çok farklı alanlarda çalışabilir. Bu çalışma sahalarından bazılarını sıralayabiliriz. Ergoterapistler hangi alanlarda çalışır?
Bu alanlar ergoterapistlerin en sık rol aldığı alanlardır. Yanı sıra bir sürü çalışma seçeneği mevcuttur.
Ergoterapistlerin çalışma alanları konusunda da geniş seçenekleri bulunmaktadır.
Çalışma koşulları olarak ergoterapistlerkuruma bağlıdır. Kurum çalışma saatleri, gelen danışan sayısı gibi birçok etken göz önüne alınarak ergoterapistlerin çalışma saatleri düzenlenir.
Ergoterapist özel veya kamu dışında ek danışan da bakabilir. Bu ek danışan ücretini ergoterapist kendisi belirleyebilir. Kamu ve özel maaş farkı ise çok fazla olmasa da ufak değişiklikler vardır. Devlet kurumlarında çalışma süresi, mesai, kıdem gibi ek düzenlemeler ile 3.000 TL ile 5.000 TL arasında değişiklikler göstermektedir. Uzmanlık durumuna ve kademelere göre bu maaş artabilir.
Özel sektörde ise kurum maaşı kendisi düzenler. Asgari ücret ile başlayan ergoterapistve iş uğraşı teknikerleri sonrasında çalışma kıdemine bağlı maaşı arttırabilir. Özel sektör avantajı sayılabilecek bir durum ise ergoterapistin klinik açmasıdır. Kendi kurumunu kendisi açan ergoterapistlerkamu ve özel sektörden çok daha fazla kazanmaktadır.
Üniversiteye geçiş sınavı olan YKS ile ergoterapitercihinizi yapabilirsiniz. 4 Yıllık Lisans Bölümü Ergoterapi için YKS sınavının ikinci oturumu olan AYT’den istediğiniz üniversitenin alım puanı kadar soru yapmanız yeterli olacaktır. 2 Yıllık Önlisans Bölümü İş Ve Uğraşı Teknikerliği için YKS sınavının birinci oturumu olan TYT’den yine üniversitenin istediği puan kadar soru yapmanız yeterli olacaktır.
Daha sonrasında iki yıllık önlisans iş ve uğraşı teknikerliği bölümünü bitirdikten sonra dilerseniz bir kurumda ergoterapist yanında çalışmaya başlayabilirsiniz ya da DGS sınavına girerek ergoterapi lisans bölümü öğrencisi olabilirsiniz. Lisans tamamlama ile ardından ergoterapist unvanını alabilirsiniz.
Her geçen gün üniversiteler ergoterapi bölümünü keşfedip bünyelerine katmak istiyor. Ergoterapibelki şuan Türkiye’de altın çağını yaşamıyor olabilir ama o çağ çok da uzak değil. Bu çağa temel olan üniversitelerin isimleri;
Ergoterapi taban puanları değişimini üniversitelerin sitelerinden takip edebilirsiniz. Ayrıca özel üniversitelerle ergoterapi burs ücretleri hakkında da iletişime geçebilirsiniz.
Ergoterapistlerin en iyi yardımcıları hiç şüphesiz ki iş ve uğraşı teknikerleridir. İş ve uğraşı teknikerleri yetiştiren üniversitelere bakalım;
Üniversite sayıları az gibi gözükse de iş ve uğraşı teknikeri alımları fazla olmaktadır. Özellikle KPSS ile tekniker alımları son dönemlerde artışa geçmiştir. Üniversitelerden iş ve uğraşı bölümü taban puanları ve iş uğraşı bölümünün burs ücretleri hakkında ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.
Aslında hep anlattığımız gibi ergoterapi kişi merkezli bir sağlık mesleğidir. İnsanlarla ve toplumla iç içe olmak gerekir. İnsanlarla iletişiminizin kuvvetli olması bu noktada çok önemlidir. Bir danışanınız size geldiğinde size güvenebilmeli ve sorununu anlatabilmelidir. Sadece yetişkin bazında düşünmeyelim örneğin otizmli bir çocuk geldiğinde hangi tedaviyi uygulayacaksak uygulayalım çocuğun güvenini kazanmalıyız. Hatta çocuk ile iletişim yetişkinlerle olan iletişimden daha zordur. Hem çocuğun hem ailenin istediklerini yerine getirebilmek önemlidir. Bu noktada da sorumluluk sahibi bir sağlık çalışanı olmanız gerekir. Ayrıca ergoterapistler, interdisiplinerve multidispliner çalışılan bir alandır. Gerektiği noktada tüm sağlık çalışanları ile aynı karede yer almanız gerekebilir. Tedavi planında her koşulu hastaya göre evirmek ve diğer tüm personeller ile kişinin iyilik hali adına çalışmak sizi iyi bir ergoterapistyapar.
Her zaman teknoloji ve gündem değişmektedir. Bu değişimler ergoterapistlertarafından sürekli takip edilmeli. Ergoterapiöğrencilerine verilen eğitimin ilk başında “ergoterapistlerher konuda fikir sahibi olmalı” denilir. Gelen kişinin sorunu hakkında bir fikir sahibi olunmalı. Yoksa doğru değerlendirme ve doğru tedavi söz konusu olamaz. Örneğin gelen bir hemiplejik bireyde iç çamaşırı giyme aktivitesi çalışılacaksa kadın-erkek ayrımı söz konusu olmadan ergoterapist her türlü aktiviteyi yaptırıyor olmalı.
Güçlü bir iletişim, yenilikleri takip etme ve her konuda bilgi sahibi olma özelliklerinden bahsettik. Peki, bunun dışında bir ergoterapisti farklı kılan nedir? Değerlendirmeleri merkezcil yapması ve her ayrıntıyı göz önüne alması, değerlendirme sonrası tedavi planını yine danışan merkezli yapması, tedavi boyunca her aşamadan hastayı haberdar etmesi ve gerektiği noktalarda tedaviyi revize etmesi tam olarak ergoterapi çalışma stili diyebiliriz. Bu çalışma stilinde çalışabilirim diyorsanız ergoterapiadayı olarak sizleri aramızda görmeyi çok isteriz.
Hayalinizdeki üniversiteyi bulalım