Burc Karakas · 22 Ocak 2019
Halkla ilişkiler ve reklamcılık sürekli göz önünde olan insanların ya da bu sahnede ben de varım demek isteyenlerin başvurduğu bir alandır. Aslına bakarsanız hemen hemen herkes kendisinin bir şekilde reklamını yapmayı ister. Öte yandan bir de akıllarda oluşturulan algılar söz konusudur ki işte bunları konu alan birkaç filmi sizler için sıraladık
Zirveye Giden Yol (Ides of March) (2011)
Yönetmen koltuğunda George Clooney'in oturduğu başarılı yapımın konusu; idealist ve öngörülerine güvenen Stephen Meyes'in, seçimleri kazanacağına inandığı demokrat partinin iletişim kampanyalarını yürütmek adına çalışmalara başlamasını ve bu süreçte siyasetçilerin gerçek yüzlerini görüp tahmin etmediği işlerin içinde kendini bulmasıdır. George Clooney aynı zamanda oyuncu olarak da karşımıza çıkıyor ve kendisine Paul Giamatti ve Philip Seymour eşlik ediyor.
jOBS (2013)
Dünya'nın bir numaralı markası Apple'ın kurucusu ve yükselmesinin sebebi olan Steve Jobs'un hayatını konu alan biyografik bir filmdir. Filmde jobs'u Ashton Kutcher canlandırıyor. Dünya'nın en bilinir ve en değerli markası nasıl doğdu ve yükseldi? sorularına cevap arıyorsanız doğru filmdir diyebiliriz.
MoneyBall (2011)
Kadrosunda Brad Pitt , Robin Wright ve Jonah Hill gibi isimleri barındıran uyarlama film olan MoneyBall ilk bakışta bir spor filmi izlenimi yaratsa da aslında kazanımı olmayan bir durumda farklı açılardan konuya odaklanmayı öğreten güzel ve motive edici bir filmdir. Somut verilerin önemine vurgu yapan bu filmi dikkatlice izlemenizde fayda var zira meslek hayatınızdan bir şeyler bulabilirsiniz.
Şeytan Marka Giyer (Devil Wears Prada)
Artık kült hale gelmiş olan bir filme geldi sıra. Bu filmde Anne Hathaway, Emily Blunt , Stanley Tucci ve Meryl Streep'i görüyoruz. Konusu ise;New York’ta yaşayan sade ve naif bir genç kız olan, henüz gazecilikten mezun Andrea Sachs bir işe girer. Güçlü ve sofistike bir kadın olan Runaway Magazin’in acımasız yöneticisi Miranda Priestly'nin ikinci asistanı olarak çalışmaya başlar. Andrea’nın hayali iyi bir gazeteci olmaktır. Söz konusu görev için aslında sıradan bir tarzı olsa da mücadeleci yapısı ile hızla başarı kazanır. Ancak bu durumun da bedelleri vardır. Andy, kendisine uzak gibi görünen Miranda’nın o şatafatlı dünyasında bir yer kazanmıştır ancak önceki dostları ve tüm sevdikleri kendisinden kilometrelerce uzakta kalmış gibidir.
The Post (2017)
Sayısız ödüle de aday gösterilmiş başarılı ve tarihi bir yapıma geldi sıra. Dram türündeki film 1971'de Pentagon belgeleri etrafında dönen yasal süreci konu alıyor. Washington Post çalışanları editör Ben Bradlee (Hanks) ve yayıncı Katharine Graham (Streep) ordu analisti Daniel Ellsberg tarafından yazılan ve sızdırılan Pentagon belgelerini yayınlama kararı alırlar. Belgelerin, Johnson yönetiminin Vietnam Savaşı'nda ABD askerlerinin rolü hakkında kamuoyuna ve kongreye yalan söylediğini, Nixon yönetiminin gizlice savaşı tırmandırdığını ortaya koymaları büyük skandal yaratır. Nixon yönetimi The Post'un bunları yayınlamasını durdurmaya çalışır ve ABD Savunma Bakanı Yardımcısı William Rehnquist davayı Yüksek Mahkemeye sunar. Belgelerin yayınlanabilmesi ve özgür basın kavramının korunabilmesi için gazete ile ordu arasında büyük bir hukuk mücadelesi verilecektir...
Hayalinizdeki üniversiteyi bulalım