Berna İnci · 05 Şubat 2019
“Tam da sırasıymış gibi; konumuz bağırsak!”
Bağırsak denilince yüzümüz bir buruşur, gözler bir devrilir, “yaa off sus yemek yiyoruz!” moduna geçilir genelde. Organların arasındaki çirkin ördek yavrusu olan bağırsağımız bu kitabın başkahramanı. Bağırsak sağlığımızın neleri neleri etkilediğini, küçümsediğimiz ve kötülediğimiz bu organımızın dünyasını okuyacağız bu kitapta. Resmen ayrı bir dünya bağırsaklarımız. Sadece bağırsak odaklı değil elbette, genel olarak sindirim sisteminin tüm organlarına değinmiş yazarımız. Tükürük, dışkı, laktoz, alerjiler, müshiller, kusma, kabızlık ve daha pek çok konu hakkında bilmediğiniz, bildiğiniz ama tam bilmediğiniz şeyler öğrenmeniz mümkün. “Benim klozetim değil” sendromu gibi ( sende de var değil mi?)
“Aç olduğumuzdan dolayı guruldamayız; sindirime nihayet ara verip temizleme sürecine zaman bulduğumuz için guruldarız.”
Yazarımız direk bilgiyi vermektense bilgiyi hikâyeleştirerekten daha akılda kalıcı ve zevkli bir hale getirmiş. Kitabın geneline mizahi bir dil hâkim olduğu için sıkıcı bir kitap değil. Ama bağırsak hakkında çok fazla bilginiz varsa içindekileri zaten biliyorsanız veya bağırsak hakkında okuyacağınız ilk kitap değilse sizi sıkabilir bu da aklınızda olsun.
“Yolda olan bir kusmuk için en sağlam açıklama şudur: Gözlerin edindiği bilgi kulağın edindiği bilgilerden oldukça uzaksa, beyin ne yapacağını bilemez ve her türlü acil yola başvurur.”
Ben kitabı bölümümle ilgili olduğu için okudum. Sağlık ile ilgili bir bölümdeyseniz ve hazırlık,1 veya 2. sınıfsanız okuyabileceğiniz kitaplardan olduğunu düşünüyorum. Sağlık alanında değilseniz ama ilginiz varsa, bedeninizi tanımak istiyorsanız, sindirimin büyülü dünyasına girmek istiyorsanız buyurun tam da size göre bir kitap!
İyi okumalar…
Berna İnci
Hayalinizdeki üniversiteyi bulalım