Burc Karakas · 14 Ocak 2021
Bilgiye ulaşmak adına herkesin kendine göre belirli tavırları söz konusudur. Çünkü bilgiyi edinmek kadar, onu hafızada saklamak da oldukça zor bir iştir. Ve her insanın hafızasına giden yol aynı olmak zorunda değildir.
Uzmanlara göre buna öğrenme stili denir ve genel olarak 3 farklı başlık altında sınıflandırılır. Birazdan bahsedeceğimiz 3 farklı öğrenme stilinden hangisinin sizin için daha uygun olduğuna siz karar verin.
Kimi insanlar bir şeyleri hafızasına katabilmek için onu görmek ister. Bu yüzden anlatılan her şeyi bir şekilde kağıda döker. Asetatlı kalemler, renkli kalemler, şemalar, grafikler semboller ve benzeri her şey onların en büyük yardımcıları olur. Çünkü kağıda döktükleri her ayrıntıya bir bilgiyi saklarlar. Bu sayede bir renk, bir grafik ya da bir sembol gördüklerinde bu bilgileri anımsarlar.
Bilginin hafızalarda yer alması için onun işitilmesi gerektiğine inanlar da vardır ki bu da işitsel öğrenme stilini oluşturur. Bu gruba dahil olan insanlar, ders çalışırken karşılıklı olarak tartışabilecekleri birilerini mutlaka ararlar. Fikir alışverişinde bulunmak, ses kaydı dinlemek ya da karşıt görüşü çürütmeye çalışarak hafızalarını diri tutarlar.
3- Kinestetik Öğrenme
Son öğrenme stilimiz ise kinestetik öğrenme şeklidir. İsmini garip karşılamayın aslında bunu da biliyorsunuz. Kinestetik öğrenme pasif öğrenme metodolojisinin tam karşıtı olan öğrenme şeklidir. Bu tür öğrenme stili "dersi derste dinlemeyi tercih edenler" şeklinde örneklendirilebilir. Çünkü onlar sürece dahil olmayı, bir şeyleri gözlemlemeyi, deneyler yapmayı, bahsi geçen araç ve gereçlerden yararlanmayı severler. Bu da onlara bilgi akışını ve akılda kalıcılığı getirir.
Hangi öğrenme stiline dahil olduğunuzu bilmekse size kalmış bir şeydir. Bu yüzden hepsini deneyimleyip sizlere neyin daha fazla yarar sağladığını görüp çalışma sisteminizi ona göre dizayn edebilirsiniz.
Hayalinizdeki üniversiteyi bulalım