Burc Karakas · 21 Mart 2019
Pazarlama, kimilerine göre doğuştan gelen bir özellikmiş gibi olsa da, aslında sonradan edinilebilecek çok fazla şey söz konusudur. Sizler için birkaç küçük önerimiz olacak.
Bir ürünü satabilmek ya da satamamak, bütün meselemizin bu olduğunun farkına vardıysak ilk etapta hemen aklımızda bir mağaza canlandıralım. Bu mağazalar söz konusu olduğunda eğer büyük bir marka söz konusu ise onların bir şekilde bizleri köşeye sıkıştırıp yönlendirme konusunda oldukça başarılı olduklarına tanık olabiliriz. Ve günün sonunda elimizde poşetlerle oradan çıkarken kendimizi buluruz. Peki nasıl?
Kuralları kendileri belirler!
Büyük markalar bir satış durumu söz konusu ise mutlaka kendi kurallarını belirler ve duvarlarının aşılmasına dolayısıyla da olası bir kargaşaya asla izin vermezler. Sabit sayıda değişkenleri ile sizleri yarattıkları kampanyalara bir şekilde yönlendirmeyi başarırlar, çünkü tüm kurgu bunun üzerinedir.
Ancak size sunduklarını satın almanızı sağlamak için ne istediğinizi, neye ihtiyacınız olduğunu ve nasıl istediğinizi bilmeleri gerekir. Tüketiciyi araştırırlar ve psikolojiyi pazarlamada kullanırlar.
Nöro Pazarlama
Aniden istediğimiz şeylerin satın alma aşaması oldukça önemlidir. Yürütülen çalışmalar da gösteriyor ki (Chase, Gallup ve Harris Interactive) büyük reklamcıların aniden alımlar konusunda geliştirmiş olduğu birtakım stratejiler söz konusu.
Beynimiz, ani kararlar almak adına bağlantıları hayata geçirir. Dolayısıyla bir şeyi satın almayı planladığınızda veya anlık heyecanla satın alma gereği hissettiğinizde, anında karşımıza"Hemen al" , "Şimdi üye ol" gibi butonlar görürüz ve bunun tesadüf olduğunu düşünüyorsanız sizlere tekrar düşünmenizi öneririz.
Nöro pazarlama ya da pazarlama psikolojisi çatısı altında yapılan araştırmalar, bizlere içgüdüsel taleplerimizin beynimizi yönlendirdiğini gösteriyor. Yani, içgüdümüz bize hızlı bir seçim yaptırır. Uzmanlar bunu bilir ve bu yüzden sık sık sanki kaçıyormuşçasına bir şekilde "bitiriyoruz" "son ürünler" gibi stratejilere başvurur ve bizi bir telaşın içine dahil eder. Tüketicilerin daha az düşünmelerini sağlamaya çalışırlar. Duyguların aldığımız kararların çoğunda hayati bir rol oynadığını bilirler. Çünkü biz düşünen duygusal varlıklarız.
Kalitesi yüksek bir görsel, reklamı pazarlar. Reklam şirketleri, potansiyel müşterilerin ürün veya hizmet alımı yaptıktan sonra daha mutlu, daha başarılı veya daha şık olacaklarını düşünmelerini sağlayan güçlü bir görsel etki yaratmaya çalışırlar.
Bir kampanyada renklerin rastgele ya da göze güzel geldiği için tercih edildiğine inanıyorsanız bu da büyük bir hatadır arkadaşlar, çünkü her rengin bir karşılığı söz konusudur.
Twitter, Facebook, PayPal veya Microsoft gibi platformların tamamına hakim olan mavi renkleri fark ettiniz mi? Belli ki rastgele değil. Renklerin psikolojisi üzerine yapılan çalışmalara göre, mavi güvenilir bir renktir ve kullanıcılar ürün konusunda kendilerini güvende hissederler.
Bu nedenle çoğu reklam şirketi, pazarlama için psikolojik strateji tasarlarken ilk önce mavi rengi dener. Daha önce de dediğimiz gibi rastgele değil; kültür, tecrübe ve ikisinin birleşimi ile ilgili.
Pazarlama psikolojisinde yer alan en önemli kaidelerden bir tanesi de ürün bedellerinin bir anda değil, kademe kademe artırılmasıdır. Çünkü bir hizmete anında X lira vermek zor gelebilir, ama söz konusu ürün zaten X-10 lira ise bu o zaman çok fazla fark yaratmaz, burada önemli olan tüketiciyi fiyat ile tavlayıp hizmet ile kendine bağlayıp bir sonraki çalışmaların garantisini almaktır.
Ürüne ilk olarak “evet” dedikten sonra, gelecekte de satın almaya devam etmeniz daha olasıdır. Tamamen tüketicinin güvenini kazanmaya dayanan bir stratejidir. Buna inbound pazarlama deniyor.
Birçok büyük marka artık güçlü ve tam isabet bir etki yaratmayı hedeflememektedir. O nedenle de birçoğu bu ilk “evet” i hedefliyor. Bu da onlara tüketicinin güvenini kazanmak ve ürünlerini satın alma isteği oluşana kadar yavaş yavaş içerik sunmaları için harika bir fırsat veriyor.
Belirli bir ürünün birçok çeşidini görmek isteseniz bile, ürünü karşılaştığınız noktalarda ürünlerin fiyatları ve kaliteleri bu konuda etkin rol oynayacaktır. Mesela, satış danışmanları bazen size doğrudan en pahalı ürünleri sunmayı dener. Bunun iki farklı yanı vardır, bir tanesi satmak, diğeri ise onu alamadım başka bir şeyler daha bakayım deyip en indirimli haline gelene dek mağazadan farklı zamanlarda ürünler almak gibi.
Kuşkusuz, pazarlamada kullanılan temel psikolojik stratejilerin birçoğu duygusal tarafımıza cazip gelmektedir. Nöroloji son dakikada yapılan bir alımın hala düşünülmeden yapılan bir alım olduğunu ortaya koyuyor.
Pazarlama uzmanlarının bize kampanyalarını fark ettirmeye çalıştıkları yollar bunlardır. Her geçen gün daha etkili olabilmek için pazarı, trendlerini, eğilimlerini ve motivasyonlarını inceliyorlar. Biz pazarız ve daima onların hedefleri olacağız!
Hayalinizdeki üniversiteyi bulalım