Burc Karakas · 07 Kasım 2021
Akıllı telefonlarla hayatımıza giren ve devrim niteliğinde sayılan sesle kumanda edilen “Siri” ve ardından gelen "Google Now" ve “Cortana” gibi teknolojiyi aslında Denizlili bir çobanın icat ettiğini biliyor muydunuz?
Birçoğunuzun bilmemesi normal çünkü yaptığımız araştırmalarda ülkemizde bu hikayenin kahramanının adı pek fazla geçmiyor. Fakat aynı ismin dünya bilim tarihinde çok önemli bir yere sahip olduğunu da belirtmekte fayda var. Bahsettiğimiz Denizlili çoban merhum Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz'dır ve hikayesi sizlerle.
Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz ve hayat hikayesi
Hüseyin Yılmaz'ın hikayesi 1936 yılında Denizli’nin Acıpayam ilçesinde görevli öğretmenlerin pikniğe gitmeleriyle başlıyor .
Öğretmenler piknik yapmak için gittiği yeşillikte keçilerini otlatan küçük bir çoban çocukla karşılaşır, çobanı yanlarına davet edip hem karnını doyurmak hem de diyalog kurmak için, çay ikram ederler ve ismini sorarlar.
Küçük çoban ürkek bir sesle cevap verir: Hüseyin…
Hüseyin’e öğretmenler yanlarındaki gazeteyi verip okumasını isterler. Verirler vermesine de o tarihlerde okuma yazma bilenlerin sayısı o kadar azdır ki, okuma öğrenenlerin diplomaları bizzat valiler tarafından imzalanır. Hüseyin okuma bilmediği için gazeteyi eline almayı kabul etmez ve öğretmenler bu kez yaşını ve neden okula gitmediğini sorar.
"12" diye cevap verir ve ekler:3 yaşımda annemi kaybettim, 11’imde de babamı…
Hüseyin ile süre sohbet eden öğretmenler, çocuğun aslında çok zeki olduğunun farkına varırlar. Mutlaka okuması gerektiğini tembih ederler ve kendisine yardımcı olurlar. Hüseyin, karşılaştığı öğretmenler sayesinde Denizli’de parasız yatılı okumaya başlar.
Öğrenim hayatına hızlı bir giriş yapan Hüseyin matematiğe merak sarar. Bir süre sonra katıldığı bir matematik yarışmasında Hüseyin’e bir kitap hediye edilir, Hüseyin kitabı bir gecede bitirir.
Kitabı bitirdiği gecenin sabahı Fen Bilgisi öğretmenine gider,“Bu kitapta eksiklik var” der. Öğretmen şaşırır. Çünkü Hüseyin’in bahsettiği eksiklik, Görecelilik Teorisi (Einstein'ın izafiyet teorisi) hakkındadır. Söz konusu teorinin önemli bir parçasının kitapta olmadığını fark etmiştir Hüseyin. Fen öğretmeni konuyuİTÜ’de kendi hocası olan rahmetli fizik profesörü Nusret Kürkçüoğlu’na mektup yazarak iletir. Nusret hocadan şu yanıt gelir: “Hüseyin liseyi bitirince İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği’ne gelsin”
Ve Hüseyin mezun olunca İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği’ne gider. Denizlili öksüz ve yetim çoban Hüseyin, orada da birtakım çalışmalar yapar ve çalışmalarını hocaları anlayamaz. Hocalarından biri, “Bu çalışmalarını bilse bilse Amerika Boston’daki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) görevli Prof. Dr. Morse bilir" deyip mektupla ona gönderir.
Prof. Morse’dan da şöyle bir cevap gelir: “Hüseyin’in bu yaptığını 5 sene önce bir grup buldu, ama bunu Hüseyin’in tek başına bulması olağanüstü bir şey. Biz Hüseyin’in tüm masraflarını karşılayacağız, Amerika’ya gelsin”
1952 yılına geldiğimizde Hüseyin, elektrikyüksek mühendisi olmuştur. Ebeveynleri çoktan ölmüş ve köyünün insanları son derece fakir. Bir gazete kampanya yapar ve toplanan parayla Hüseyin Amerika’ya giden bir gemiye bindirilir. Gemiye bindirilmesinde dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün de büyük payı vardır.
"Write on the blackboard"
Hüseyin, MIT’te Prof Morse’un karşısına geçer. Morse, Hüseyin’in tez hocası olacak ama Hüseyin’in İngilizcesi de iyi değil. Anlayamıyor pek Morse’un dediklerini.
Hocasına“Write on the blackboard” der. Prof. Morse da Hüseyin’in tez konusu olacak konuyu tahtaya yazar ve Hüseyin de bunu defterine geçirip üniversiteden ayrılır.
MIT’te genelde tez konuları 5 senede, 9 senede bitirilebiliyor olmasına rağmen Hüseyin çalışmasını 3 ay sonra bitirip hocasının karşısına çıkar.
Morse birkaç gün sonra tezi inceleyip Hüseyin’i çağırır.
“Senin tezin bitti. Ancak burası MIT. Biz burada böyle hemen doktora diploması veremeyiz. Sen git istediğin dersleri al, 2 sene sonra gel” der.
Hüseyin 2 sene sonra doktorasını alıp bu kez Princeton Üniversitesi’ne gider.Orada ünlü fizikçi Albert Einstein ile birlikte çalışır.
Birkaç yıl sonra Boston’a geri dönüp icatları destekleyen bir firmada çalışmaya başlar.Burada bilgisayarlar ile konuşmanın onlara talimat vermeye yönelik projeler yürütür. Sesle kumanda edilen bilgisayarı ilk defa 1960’ların başında Hüseyin Yılmaz yapar.
Yılmaz kütle çekim teoremi
1958 yılında, çalışmalarını yakından takip ettiği Albert Einstein’in kendisi kadar ünlü fonksiyon teorisinde eksikler tespit eder ve bunu bir mektupla kendisine bildirir. Ancak mektup ulaşmadan Einstein ölür.
Yılmaz, bu hatayı ünlü bir bilim dergisinde yayımlayınca akademik dünyada adeta kıyamet kopar. Bilim dünyası ikiye bölür ve Einstein’in izafiyet kuramına karşı Yılmaz kütle çekim kuramı da literatüre girer. 27 Ocak 2013’te ise ABD’de vefat eder.
Bugün dünyada çok popüler olarak kullanınan Siri, Google Now, Cortana gibi bütün programlardaki sesli komut sistemin mucidi Prof Dr Hüseyin Yılmaz’dır.
Hayalinizdeki üniversiteyi bulalım