Burc Karakas · 05 Şubat 2021
Türk Sanat Müziği efsanelerinden Hüner Coşkuner uzun süredir kemik iliği kanserine karşı verdiği mücadeleyi kaybetti. Türk müzik kültürünü yaşatan ve ileriye taşıyan efsanelerden bir tanesi olan Hüner Coşkuner'i sizlere hayatı ve yaptıklarının bir kısmı ile tanıtmak istedik.
1 Nisan 1963 yılında İstanbul'da dünyaya gelir. 6 çocuklu ailenin en küçüğüdür. Henüz lise yıllarında hayatına müzik ile devam etme kararı alır ve o dönemin en popüler kurumlarından bir tanesi olan Emin Ongan yönetimindeki Üsküdar Cemiyeti'ne gider. Burada müzikal anlamda birikim sağlayan sanatçı, küçük yaşlarda sahne almaya başlar.
Sahnelere genç yaşta başlayan Coşkuner, tecrübe ve repertuar edinmek adına dönemin efsanelerinden Melahat Pars, Kamuran Yarkın ve Feriha Tunceli gibi isimlerden ders alır.
Henüz 24 yaşına geldiğinde (1987) Doğuş adlı albümünü piyasaya sürer ki bu albüm için Selami Şahin ile birlikte çalışır. Bu aynı zamanda kariyeri boyunca imza atacağı 20 albümün ilki olma unvanını taşır. 1989 yılına geldiğimizde ise "Sakın Dönme Geriye" adlı bir başka albüm çıkartır ve onun ardından sırasıyla herbiri popüler olmuş "Gidiyor", "Haydi Tut Ellerimi", "Gidemezsin", "Sevemem","Vurgunum Sana" ve "Gideceksen Gelme" gibi albümler çıkartır. 2000 yılında çıkarttığı "Klasikler 2" albümü ise yeniden Türk Sanat Müziği'nin popüler hale gelmesine yeni jenerasyona tanıtılmasına katkı sağlayan bir albüm olmuştur.
Hüner Coşkuner, yalnızca sahnede değil, sahne haricinde de yaptıklarıyla sevilen bir isimdi. Lösemili Çocuklar Vakfı, Bedensesl Engelliler Vakfı, Dünya Şizofrenililer Derneği gibi birçok vakıfta gönüllü olarak yer aldı.
Müzikal kariyerinin bir de besteci tarafı vardı ki zamanla söz yazarlığına da odaklandı. Hatta söz yazarlığının yanında şiir yazmaya başladı ve bu alanda elde ettiği tüm gelirleri gönüllü olduğu kuruluşlara bağışladı.
Kısaca özetlemek gerekirse; sesi, eserleri ve duruşuyla Türk müziği gerçek bir duayene veda etti.
Hayalinizdeki üniversiteyi bulalım