Burc Karakas · 10 Ocak 2019
Genelde bilim kurgu ve fantastik süper kahraman filmlerinde karşımıza çıkan bir durumla karşı karşıyayız "Cyborg" lar. Cyborg nedir derseniz arkadaşlar; vücuduna herhangi bir cihaz eklentisi yapanlara Cyborg deniyor. Bu Cyborgların içinde , kendi vücudunun kapasitesini arttırmak isteyenler , bir engelini gidermek isteyenler , kendini kobay olarak kullananlar da ve ilginç deneyimler peşinde koşanlar da var.
Cyborg olmaya giden yolda uygulanan her türlü işleme "biohacking"denir. Bu biohackerlarımız , vücutlarına enjekte ettikleri sibernetik cihazlar sayesinde neler yapabiliyor , gelin öğrenelim.
Tim Cannon, bioteknoloji çalışmaları yapan bir yazılım şirketinin sahibidir. Bu yüzden biohack girişimleri neticesinde kendine sensörler takan ilk kişi olarak biliniyor. Deri altına yerleştirdiği "circadia" adlı sensör sayesinde vücut ısısı ve nabzı ölçümleyerek telefona gönderim yapabiliyor. Bunları kanıtladıktan sonra sensörleri vücudundan çıkartmış olan Cannon artık yapay kalp üretmek adına çalışmalar gerçekleştiriyor.
Neil Harbisson bir ressam. Kendisinin biohack'e başvurmasının sebebi sanatçının nadir görülen bir renk körlüğü çeşidi olan Akromatopsi ile dünyaya gelmiş olmasıdır. Cyborg’a başvurmasının temel nedeni de bu. 2003 yılında, kafasında antene benzer bir cihaz yerleştirerek renkleri ayırt etmeye başlamış. Anten aslında bir kameraya bağlı ve ışık dalgaları halindeki renkleri ses dalgalarına çevirerek Harbisson’ın gerçekten renkleri duymasını sağlıyor.
Rich Lee, bu isim birçok çalışması implantı ile öne çıkıyor. Özellikle kulak kepçesine yerleştirdiği müzik dinlemesine ve telefon ile konuşmasına olanak sağlayan bir hoparlör, ön kolunda vücut sıcaklığını ölçen bir cihaz, parmaklarında ise mıknatıs özelliğinde implantlar olan Rich Lee’nin en ünlü projesi ise kendisini vibratöre dönüştürmek. Kasıklarına taktığı Lovetron 9000 ismini verdiği implant sayesinde özel bölgelere titreşim yollayabiliyor.
Moon Ribas , işini titizlikle yapmayı amaçlayan bir performans sanatçısıdır. Ünlü Cyborg artisti Moon Ribas'ın kolunda dünyadaki tüm depremleri hissetmesini sağlayan bir cihaz bulunuyor. Bu cihaz yaşanan depremin büyüklüğüne göre kolunu sarsarak aslında Ribas’ın ünlü koreografilerini hazırlamasına yardımcı oluyormuş. Ayrıca Ribas, Teknolojinin insanları doğadan uzaklaştırmasını değil, insan algısını genişleterek onu doğaya yaklaştırmasını savunduğunu her seferinde dile getirenlerden.
Küçük yaşta geçirdiği pompalı tüfeğin ateş alması sonucu gözünün birini kaybetmiş olan Rob Spence aslında bir film yapımcısı. Tek göz ile hayatının sonuna kadar yaşamayı reddeden Spence, uzun uğraşlar sonucunda “eyeborg” adını verdiği bir biyonik göz oluşturuyor. 24 saat boyunca kayıt yapabilen eyeborg, dünyanın tek wireless kamera özelliği olan gözü. Tamamen normal duran bir gözün dışında, bir de Arnold Schwarzeneger'in fenomen filmi Terminatör'ü andırdığı için kırmızı ışıklı olanını da yapmış.
Kıbrıs doğumlu 72 yaşındaki Stelarc, bir performans sanatçısıdır. Başvurduğu biohack yöntemi ile artık sol kolunda kan dolaşımı dahi olan bir kulak söz konusu. Yaklaşık 10 yıllık zorlu bir sürecin sonunda ortaya çıkan bu kulağın duyma yetisi olmasa da Wi-fi olan her yerde internete bağlanabilme yeteneği mevcut.
Biohack konusunda keyfi bir deneme gerçekleştirdiği örneğini verebileceğimiz bir isim, Kaptan Cyborg ünvanına sahip akademisyen Kevin Warwick’tir. Warwick'in kolunda içinde bulunduğu bina ile arasında bağ kurmasını sağlayan bir çip bulunuyor. Örneğin, kolundaki çipe komut vererek ofisinde size bir kahve hazırlayabiliyor. Bunun yanında insanların duygularını anlayarak Warwick’e sinyaller gönderen bir çipi daha var. Warwick, şuan ise felçli insanlara yardımcı olacak çipler üretiyor.
Hayalinizdeki üniversiteyi bulalım