Şeyma Büyükurvay · 08 Ağustos 2018
Hepimiz hayatımızda tercihlerimizi etkileyen engellerle karşılaşabiliriz. Üniversite tercihinde karşılaşılabilecek engeller “kızlara uygun meslek”, “erkeklere uygun meslek”, “atanması kolay meslek”, “kolay meslek”, “engellilere uygun meslek”… şeklindeki kategorilerdir.
Hepimiz farklıyız, bambaşkayız. Her haliyle aynı ikizler bile yok. Eğer aynı olsaydık varlığımızın anlamı olmazdı, dolayısıyla hepimiz farklılıklarımızla değerliyiz. Konuyu dağıtmadan sorayım: Bunca farklılığa rağmen tüm erkeklere, kadınlara, engelli kadın veya erkeklere uygun tek bir meslek olabilir mi? Peki birilerinin kolay atandığı ve kolay bulduğu meslek, herkes için aynı mıdır? Örnekteki ve daha fazla tercih engelini anlayıp aşmak için tam zamanı.
Peki fakülte/bölüm seçmek meslek seçmek midir? Değişen dünyada, hayır! Çünkü geçmişte var olan mesleklerin pek çoğu artık yok, bugünün bazı meslekleri yakın zamanda olmayacak veya değişecek, yeni yeni meslekler oluşacak. Dolayısıyla seçilmesi gereken meslek değil, meslek alanı. Bir başka deyişle mesleki disiplin. Ayrıca artık bilim interdisipliner çalışmalarla ilerliyor. Yani farklı disiplinler birlikte çalışarak birikimler elde ediyor. O halde bilim dünyasında hiçbir şey katı değilken, üniversite tercihleri neden katı çizgilerle oluşturulsun ki?
Tercih engelleri konusunda pek de konuşulmayan “engelli öğrencilerin tercihi” konusu hakkında biraz daha fazla söz söylemekse bir gereklilik bence. Öncelikle engelli öğrencilerin tercihlerinde de şehir ve üniversite olanakları en ön planda kriterler olmalıdır. Engelli öğrencilere verilen tercih tavsiylerinde genellikle bunlar bir yana bırakılıp aile ile aynı şehirde olmak önemsenir. Oysa bağımsız yaşam becerilerini geliştirip “birey” olmak herkes için önemli ve mümkündür. Bu mümkünlüğü sağlayacak unsurları araştırıp temin etmek gerekir. Son olarak “engellilere uygun bölüm” diye bir kategori yoktur. Öğrenciler mesleki ilgi, değer ve yeteneklerine göre tercih yapmalıdır. Ancak engelli öğrenciler söz konusu olduğunda genellikle “size şu bölümler uygun değil…” kalıpları ortaya çıkar ve engelli öğrencilerin tercihleri sınırlandırılır. Örneğin “görme engellilerin grafiker olamayacağı” gibi önyargılar, hiç görmeyen bir ressam olan Eşref Armağan gerçeğini yok sayar. Engellilerin okuyamayacağı düşünülen bazı bölümler, mevcut teknik imkanlar açısından zorlayıcı olabilir. Örneğin görmeyen bir öğrencinin plotaj bölümü okuması gibi. Oysa yıllar önce görmeyenlerin bilgisayar kullanamayacağı da düşünülürdü. Ben görme engelliyim, hiç görmüyorum ve şu anda ekran okuyucu program yüklü bilgisayarımdan yazıyorum.
Kimilerinin görmediğim için iyi psikolojik danışman olacağımı söylediği, kimilerinin de görmediğim için psikolojik danışmanlık yapamayacağımı söylediği ben; yeni mezun psikolojik danışman olarak yazdıklarımın çok genel ve soyut olduğunu düşünüyorum. Siz de böyle düşünüyorsanız söyleşmek için mail adresimden veya adım ile kullandığım sosyal medya hesaplarımdan iletinizi bekliyorum…
Hayalinizdeki üniversiteyi bulalım