Berna İnci · 17 Ocak 2019
İspanya’dan kalkıp Mısır piramitlerine hazinesini aramaya giden genç çoban Santiago’nun hikâyesini anlatan masalsı bir yaşam öyküsüdür Simyacı. Ailesi tarafından kiliseye yollanan Santiago bir din adamı olmak istemediğine küçük yaşta karar verip gezgin olmak ister. Bunun üzerine babası ona karşı koymak yerine destekler ve eline bir koyun sürüsü almasına yetecek kadar para verip onu kendi kişisel menkıbesinin yoluna uğurlar. Bu yolda Santiago pek çok kişi ile karşılaşır. Rüyalar, işaretler, çöl, atmacalar, cadılar, krallar, simyacılar, aşk…
Bir hikâyenin içinde pek çok güzel nasihat işlenmiş. Eminim herkesin “Ya çok doğru!” dediği yer olacaktır. Kitabı okurken simyacı ile çölde yürüyen sanki siz oluyorsunuz bir anda, onunla siz konuşuyorsunuz. Simyacının sözleri, Santiago’nun kendi kişisel menkıbesini bulma yolundaki istikrarı ve kendi içindeki konuşmaları kesinlikle mest edici.
“ Kim olursan ol, ne yaparsan yap, bütün yüreğinle gerçekten bir şey istediğin zaman, Evren’in Ruhu’nda bu istek oluşur. Bu senin yeryüzündeki özel görevindir.”
Daha fazla ayrıntıya girersem spoiller vermiş olacağım, o yüzden tek bir kelime ile toparlayacak olursam kitap bilgeceydi!
188 sayfa olan kitabımız oldukça akıcı, sürükleyici, bol bol güzel söz içermekte. Tavsiyem yanınızda bir kalem ile okuyun.(kitapların altını çizmeyi seven biriyseniz tabi.)
Umarım kitap sizi kendi menkıbenizi gerçekleştirmeye iter ...
İyi okumalar,
Berna İnci
Hayalinizdeki üniversiteyi bulalım