Burc Karakas · 05 Şubat 2021
Saat dendiği zaman akla birçok marka gelebilir, fakat lüks saat dendiği zaman akla gelen ilk firma Rolex'tir. Çünkü yalnızca saat satarak günde 2 binden fazla saat üretebilen, yılda 7 milyar dolardan fazla para kazanabilen çok fazla saat firması yoktur. Peki Rolex'i bu denli önemli hale getiren, insanları harcamaya iten özelliği ne?
İsviçre kökenli saat firması 1905 yılında Hans Wilsdorf ve Alfred Davis tarafından İngiltere'nin Londra şehrinde kuruldu. Her ne kadar Londra'da kurulmuş olsa da 1919 yılından günümüzde genel merkezi Cenova İsviçre sınırları içerisindedir. 1905 yılından günümüze dek gelmeyi başarmış bu marka aynı zamanda dünyanın en güçlü 57 markası içerisinde bulunuyor ve bu gücün yalnızca markanın tarihine inerek anlaşılabileceğini düşünüyoruz.
Rolex markası, 1902 yılında Hans Wilsdorf ve kız kardeşinin eşi Alfred Davis tarafından kurulmuştur. Hermann Aegler’den ithal ettikleri parçalar ve Dennison gibi şirketlerden temin ettikleri yüksek kaliteli saat kasalarıyla birleştirerek üst düzey saatler üretmeyi hedefleyen ikili, güvenilir mücevher satıcılarıyla çalışarak işe başlar.
Wilsdorf ve Davis ilk yıllarında ürettikleri saatlere W&D ismini veriyordu. Bu logo da saatlerin kordonlarının iç kısımlarında yer alıyordu. 1902 yılından 1908 yılına dek W&D isimli saatler bu yıldan itibaren Rolex ismine bürünür. İlk şubelerini İsviçre'nin La Chaux de Fonds'a açarlar. W&D'den bir anda bambaşka Rolex ismine nasıl geçildi derseniz, bütünüyle Wilsdorf'un fikri denebilir. Rivayete göre markanın her dilde aynı şekilde söylenmesini ister ve bu yüzden iki heceli, açık telaffuz edilebilen bir kelime arar.
Yüksek kalite hedefi koyan ikili, 1914 yılında Kew Obervatory'den A seviyesi sertifikası alarak hedeflerini perçinlediler. Bu sertifika saatlerin zamanı göstermedeki sahip olduğu netliğe göre verilmektedir ki marka için oldukça büyük bir adım olmuştur, çünkü bu sertifika yalnızca denizaltılarda kullanılan kronometrelere verilmekteydi.
1919 yılları I. Dünya Savaşı sebebiyle ülkelerde ekonomik sıkıntılara sebep olmuştu ki marka da bundan etkilendi ve İngiltere pazarından çekilerek önlem aldılar. Tüm bunlara ek gümüş ve altın ithal etmek de zorlaşınca İngiltere'den kendi memleketleri İsviçre'ye geçmelerine bir başka sebep de bulmuş oldular. 1919'dan günümüze gelene dek firma defalarca isim değiştirmiş olsa da Rolex ismin bir yerinde mutlaka kaldı (Rolex Watch Company, Montres Rolex, Rolex SA).
1944 yılında, sosyal sorumluluk projeleri geliştirmeye karar veren Wilsdorf'un vizyoner tavrı ve bu süreçte eşinin hayatını kaybetmesi Wilsdorf Vakfı'nın kurulmasına önayak oldu. Böylelikle hisselerini de vakfa devredip emeğinin insanların faydasına sunulmasını sağladı. Bir başka ek bilgi ise şirket hiçbir zaman hisse senedi satışında bulunmayı tercih etmedi.
Saat üretimi konusunda belirledikleri tarzları zaman içerisinde mekanik anlamda daha da fazla kullanışlı hale getiren firma saatler konusunda birçok ilke de imza atmıştır.
1910– Kronometrik netlik konusunda sertifika edinmiş ilk saat markası oldu.
1926– Suya dayanıklı olarak üretilen ilk kol saati unvanını elde ettiler (Oyster serisi).
1945– Otomatik takvimli ilk kol saati üretildi
1954– İki farklı zaman dilimini aynı anda sergileyen kol saatini üreten marka oldular.
1931 yılının öncesine kadar Rolex yalnızca manuel olarak ayarlanabilen saatler üretiyordu ki bu yıldan sonra bubbleback teknolojisi olarak adlandırılan kendini ayarlayabilen bir saat piyasaya sürdüler. Saatin içerisindeki mekanizmalar kullanıcının kolundaki hareketlerin asistanlığında kendini ayarlamayı başarıyor. Bu da kol saatini daha işlevsel ve bir o kadar güvenilir hale getiriyor.
60'lı yılların sonlarına doğru ise dönemin en popüler teknolojisi olan kuvartz konusunda Rolex firmasında çalışan mühendisler birçok çalışmaya öncülük etmişlerdir. Geliştirilen teknolojiyi Rolex modellerinde denemişler ve bu sayede inovasyona herkesi teşvik etmeyi başarmışlardır.
Bu kadar teknoloji, inovasyon denemesi ve sürekli yenilerine odaklanmak konusu açıldığında günde 2000 saat üretilmesini yadırgamayacağınızı düşünüyoruz.
Hayalinizdeki üniversiteyi bulalım