Burc Karakas · 19 Şubat 2019
Günün her saati oturup çalışırız diye bir şey söylersek burada hataya düşmüş oluruz. Çünkü uykunun haricinde kişisel ihtiyaçları da giderdiğimiz andan itibaren ara ara da olsa kendi kendimize kaldığımız anlar olur. Ve bu boş anlarımızda neyi nasıl yapacağımızı pek bilmediğimizden kendimize bir şeyler katmayı erteleriz. Oysa birazdan sizlere önereceğimiz şeyleri hayatınıza katarsanız başarı kaçınılmazdır. Çünkü bu edineceğiniz alışkanlıkların meyvesini topladığınızda daha güçlü , daha kalifiye olursunuz.
Bilmiyorum bilenleriniz var mı ama 2011 yılında Justin Timberlake'in oynadığı "In Time" adlı bir film vardı ve orada tüm mücadele zaman kazanmak içindi. Yani zaman paradan daha önemliydi. Ne alaka diyebilirsiniz ama biz insanoğlu olarak günlük neredeyse 90 bin saniyeyi bomboş geçiriyoruz, oysa her saniyenin bir lira olarak hesap etmiş olsaydık 90 bin lirayı kimse elinin tersiyle itmezdi. Gelin o zaman tutumlu davranalım ve zamanı nasıl verimli kullanabiliriz onlara bakalım.
Çalışma ortamları çoğu zaman egonun egemenliğine boyun eğdiğinden kendinize zaman ayırdığınızda lütfen egonuzu kapının dışında bırakın. Dışarı çıkıyorsanız da evde kalsın ki omuzlarınız hafiflesin arkadaşlar. Emin olun onlardan arınmak , hamama gitmiş hissiyatı verecektir.
Eğlenin arkadaşlar, bağra bağra şarkı söyleyin , arabanızla yol yapın , arkadaşlarınızla görüşün ama eğlenin. Burada asıl amaç sizin kendinizle tanışmanız olacaktır. Yani "beni ne mutlu ediyor?" , "Acaba doğru mu yapıyorum?" gibi soruları kendinize yöneltirseniz bir anda başka bir boyuta geçebilir ve kendi sınırlarınızı aşabilirsiniz.
Unutmayın arkadaşlar , tarih yazının icadıyla devrim yaşadı. İletişim aracı olmasının dışında , yazma alışkanlığı aynı zamanda bir meditasyon olarak da belirtilebillir. Kendini ifade etme, gördüğünü iyi tanımlama , bilgi aktarma ve aktif öğrenme gibi faydalar bizlere sağlar.
Hikaye, şiir, günlük, blog yazısı fark etmeksizin düzenli bir şekilde yazmanız, yaşamınıza büyük farklılık katacaktır. Yazma işi bana kişisel olarak çok fazla fayda sağlıyor ve sizlere de gerçekten tavsiye ederim. Yazamam demeyin , kendinizle konuştuğunuzu farz edin.
Soru sorun!
Bilim tarihine yön veren isimler dahi soru sormanın önemine vurgu yapmış . Atomu parçalayan Albert Einstein bile "Bana göre zeki insan, doğru cevabı veren değil , doğru soruyu sorandır" diye bir söz söylemiştir ki bu aslında doğru sorularla en derinlere dahi inebileceğimizi bize gösteriyor.
Merakınızın üzerine gidin, yeni şeyler keşfedin , tekdüze olmayın ve verimliliğiniz tavan yapsın.
Not: Siz çok yönlü bir insan haline geldiğinizde çevreden size tuhaf tepkiler gelebilir ama aldırış etmeyin , onlar sadece üşengeç olan insanlardır.
Hayalinizdeki üniversiteyi bulalım